Güçlü Kadınlar, Güçlü Türkiye için Buluştu!

Güçlü Kadınlar, Güçlü Türkiye için Buluştu!

Güçlü Kadınlar, Güçlü Türkiye için Buluştu!

Turkuvaz Medya tarafından düzenlenen “Güçlü Türkiye’nin Güçlü Kadınları Zirvesi” Turkuvaz Medya Merkezi İstanbul’da, Türkiye’nin güçlü kadınlarını ilham veren hikayeleri ve vizyonlarıyla bir kez daha bir araya getirdi! İş, siyaset, akademi, teknoloji, sanat ve spor dünyasının önde gelen isimleri, kadınların ekonomik ve toplumsal yaşamdaki gücünü vurguladı.

Turkuvaz Medya tarafından geleneksel olarak düzenlenen Güçlü Türkiye’nin Güçlü Kadınları Zirvesi 2025, ilham verici oturumlar ve çarpıcı konuşmalara sahne oldu. Zirve iş, siyaset, akademi, spor, teknoloji ve sanat dünyasından önde gelen isimleri bir araya getirerek toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının gücüne dair önemli mesajlar verdi.

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı: “Kadınların katkısından bu ülkeyi mahrum etmemeliyiz”

Afyonkarahisar Valisi Doç. Dr. Kübra Güran Yiğitbaşı, etkinlikte yaptığı konuşmada kadınların yönetimde daha fazla yer almasının önemine vurgu yaptı. “Mülki idare, erkek egemen bir alan. Bugün Türkiye’de 135 mülki idari amir içinde sadece 10 kadın vali bulunuyor” diyen Yiğitbaşı, kadınların bu alandaki varlığının artmasının topluma farklı bir vizyon kazandırdığını belirtti.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kadın valinin 1991-1995 yılları arasında Lale Aytaman olduğunu, diğer 9 kadın valinin ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atandığını ifade eden Yiğitbaşı, bu sürecin kadınların yöneticilikte daha fazla temsil edilmesi açısından kritik bir dönüm noktası olduğunu söyledi. “Bir kadının, bir ilin en üst düzey yöneticisi, Cumhurbaşkanı’nın temsilcisi, kolluk kuvvetlerinin başında bir idareci olarak görev alması; toplumdaki algıyı değiştiriyor, yeni bir ufuk açıyor” sözleriyle kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla yer almasının önemine dikkat çekti.

Kariyerine akademisyen olarak başladığını ve medya çalışmaları alanında önemli projelere imza attığını belirten Yiğitbaşı, 15 Temmuz’daki kadın direnişini konu alan ‘Kalplerin Direnişi’ belgeselini eşiyle birlikte hazırladığını da sözlerine ekledi.

Afyonkarahisar’da görev yaptığı süre boyunca halkla güçlü bir bağ kurduğunu ve kendisine “Devlet Ana” sıfatının yakıştırıldığını belirten Yiğitbaşı, “Kadınların yönetime katılması, toplumun geleceğini şekillendiren en önemli unsurlardan biri. Bu gücü daha fazla görünür kılmalı ve kadınların her alanda daha fazla söz sahibi olmasını desteklemeliyiz.” diyerek konuşmasını tamamladı.

“Bu güçlü ülkenin güçlü kadın mühendisi olarak, tarihe tanıklık edip tarih yazmaktan gurur duyuyorum”

TUSAŞ Elektrik ve Elektronik Mühendisi ve Milli Yüzücü Hilal Zeyneb Saraç, etkinlikte yaptığı konuşmada, zorluklara rağmen pes etmeyen bir kadının nasıl tarih yazdığını etkileyici bir şekilde anlattı. “Bu güçlü ülkenin güçlü kadın mühendisi olarak, TUSAŞ ailesinin bir parçası olmaktan, teknoloji geliştirmekten, tarihe tanıklık edip tarih yazmaktan gurur duyuyorum.” diyen Saraç, genç kadınlara ilham verdi.

Henüz 13 yaşındayken milli takıma seçilen ancak talihsiz bir sakatlık sonucu bu hayalini ertelemek zorunda kalan Saraç, azimle yürüdüğü yolda TED Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği bölümünü yüzde yüz ÖSYM bursuyla birincilikle tamamladı. 2022 yılında Marmara Denizi’ni yüzerek geçen ilk Türk kadın sporcu olmanın yanı sıra, 2024 yılında Katar’da düzenlenen Dünya Şampiyonası’nda masterlar kategorisinde dünya ikincisi oldu.

TUSAŞ’ta üstlendiği mühendislik görevinde ise Hürjet ve Milli Muharip Uçak Kaan gibi stratejik projelerde yer alan Saraç, Türkiye’nin savunma sanayindeki gücünü pekiştiren başarılarını anlatarak salondan büyük alkış aldı.

Robopsikolog ve NASA Baş Mühendisi Ecem Tuğlan Bate: “Kadınlar Teknolojide Lider Olmalı”

Çocukluk yıllarından itibaren yapay zekaya ve robotik teknolojilere duyduğu ilgiyle bilim dünyasında iz bırakan bir lider haline gelen Robopsikolog Ecem Tuğlan Bate konuşmasında, teknolojinin ve yapay zekanın toplumsal cinsiyetle nasıl şekillendiğini ve kadınların bu alandaki temsilinin önemini vurguladı. Yapay zekaya dair toplumsal algıların, genellikle erkek figürlere odaklandığına dikkat çeken Bate, toplumda bilim insanı denince akla erkeklerin gelmesinin, dilin ve toplumsal cinsiyet rollerinin bir yansıması olduğunu belirtti.

Kadınların teknolojinin “yardımcı” rollerine hapsolmalarının, toplumsal normlardan kaynaklandığını ifade eden Bate, bu ayrımın teknolojik alanda daha da belirginleştiğini belirtti. “Kadın seslerinin, özellikle sesli asistanlar gibi hizmet robotlarında kullanılması, toplumsal cinsiyetin teknolojiyi nasıl şekillendirdiğinin bir örneği olarak gösterildi. Erkek sesleri ise güç ve otoriteyle ilişkilendirilerek savunma sanayii ve pilotaj gibi alanlarda tercih ediliyor.” diyen Bate, kadınların teknoloji alanındaki daha güçlü temsilinin, toplumsal cinsiyet normlarının aşılması için kritik olduğuna inandığını ifade etti.

Robopsikoloji gibi önemli bir alanı da gündeme getirerek, kadınların yapay zeka tasarım süreçlerinde yer almasının ve teknolojiyi sadece tüketici değil, üretici olarak şekillendirmelerinin, daha doğru ve kapsayıcı bir teknoloji dünyası yaratılmasına olanak tanıyacağını belirtti. Bate, kadınların teknolojiyi tasarlarken, kültürlerinden ve yaşam tarzlarından ilham alarak, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini kıracak daha doğru ve güçlü temsiller yaratabileceğini savundu.

Bate’nin konuşmasında verdiği en önemli mesajlardan biri, kadınların teknolojide sadece yardımcı rol üstlenmekle sınırlı kalmaması gerektiği, bunun yerine teknoloji dünyasında liderlik rolünü üstlenmeleri gerektiği oldu. Kadınların teknolojiyi şekillendiren ve geliştiren bilim insanları olarak, geleceği inşa etme gücüne sahip olduklarının altını çizen Bate, bu alanda daha çok kadının liderlik pozisyonlarında yer almasının önemini vurguladı. Yapay zeka ve robotik gibi teknolojilerin şekillendirilmesinde kadınların da seslerinin duyulması gerektiğini belirten Bate, bu alanda daha kapsayıcı bir gelecek için kadınların sesini yükseltmesi gerektiğini ifade etti.

Bengisu Avcı: “Pes etmek yok; her seferinde yeniden merhaba okyanus, ben geldim diyorum.”

Ultra maraton yüzücüsü ve antrenör Bengisu Avcı, zirvede yaptığı etkileyici konuşmada, okyanus parkurlarında verdiği mücadeleyi ve kadınların sınır tanımayan gücünü tüm ayrıntılarıyla anlattı. “Pes etmek yok; her seferinde yeniden merhaba okyanus, ben geldim diyorum.” sözleriyle salondan büyük alkış alan Avcı, kadınların vazgeçmeyen doğasını ve sporun birleştirici gücünü vurguladı.

Yedi okyanus parkurunu yüzme hedefiyle başladığı yolculukta hipotermi gibi hayati tehlikeleri göze alarak pes etmeyen Avcı, antrenörlük kariyerinde kadın sporculara yol gösteren bir rol model olmanın gururunu yaşadığını dile getirdi.

2017 yılında Manş Denizi’ni geçmeye çalışırken yaşadığı hipotermi deneyimini ve 2018’de bu parkuru başarıyla tamamlayarak ulaştığı zaferi anlatan Avcı, “Kadının inatçı ve pes etmeyen doğası, sınır tanımayan bir güçtür.” diyerek kadınların azim ve kararlılıkla her türlü zorluğu aşabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Program Sunucusu Nursel Ergin: “Beni annem ve babam sevmemiş olabilir ama Türkiye seviyor”

Televizyon dünyasının sevilen ismi Nursel Ergin, etkinlikte yaptığı samimi ve derin etkiler bırakan konuşmasında, yaşamında karşılaştığı zorluklara ve bu zorluklarla nasıl başa çıktığına dair çarpıcı detaylar paylaştı. “Beni annem ve babam sevmemiş olabilir ama Türkiye seviyor.” sözleriyle salondan büyük alkış alan Ergin, güçlü bir kadın olmanın temellerini nasıl attığını ve iyilikten yana bir rota çizmenin önemini vurguladı.

Yetiştirme yurdunda büyüyen ve genç yaşta evlenen Ergin, hayatındaki her zorluğu “simitsiz denize atlamak” olarak tanımladı. Yalnızlık ve belirsizlik içinde doğru kararlar almanın zorluğuna dikkat çeken Ergin, evlilikten boşanma sürecine kadar yaşadığı her dönemde kendi ayakları üzerinde durarak nasıl güçlendiğini anlattı. “Hayat bir tane ve onun kıymetini bilmek gerekiyor” diyerek zorbalıklara ve ön yargılara karşı verdiği mücadelede iyilik ve umut dolu mesajını katılımcılarla paylaştı. Erken yaşta anne olmanın getirdiği sorumluluklarla mücadele ederken aynı zamanda kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Ergin, cesareti ve kararlılığıyla kadınların iş hayatındaki yerini ve gücünü bir kez daha hatırlattı.

Komedyen Yasemin Sakallıoğlu: “Belki de biz kadınlar güçlü olmayı, ileride diğer kadınların güçlü olması için istiyoruzdur”

Komedyen ve senarist Yasemin Sakallıoğlu ise, esprili ve samimi üslubuyla zirvede büyük ilgi gördü. Ailesindeki zorluklardan beslenerek mizahını inşa ettiğini anlatan Sakallıoğlu, “Sürdürülebilir sanat var, ben de sürdürülebilir mizah yapıyorum.” diyerek salonu kahkahaya boğdu. Güçlü kadın olmanın bazen bir mecburiyet olduğunu dile getiren Sakallıoğlu, başarılarıyla hatırlanıp hatırlanmayacağına dair kaygılarını samimi bir dille paylaşırken, “Belki de biz kadınlar güçlü olmayı, ileride diğer kadınların güçlü olması için istiyoruzdur.” diyerek anlamlı bir mesaj verdi. İlk Türk kadın stand-up komedyeni olarak Harbiye ve Ülker Arena’da kırdığı rekorlarla kadınların mizah alanında daha fazla yer alması gerektiğini vurgulayan Sakallıoğlu, mizah yoluyla toplumsal eleştirilerini ve kadınların güçlenme mücadelesini etkileyici bir şekilde aktardı.

Hayata dair gözlemlerini mizahi bir dille paylaşan Sakallıoğlu, “Ben bu hayatta çok doğuracağım ama sadece çocuk değil; projeler, fikirler ve umutlar doğuracağım.” sözleriyle kadınların üretken gücüne dikkat çekti.

Sosyal Girişimci ve Şef Ebru Baybara Demir: “Kadınlara fırsat verildiğinde başaramayacağımız hiçbir şey yok”

Sosyal girişimci ve şef Ebru Baybara Demir, Mardin’de 21 kadınla kurduğu turizm işletmesinden Harran Gastronomi Okulu projesine kadar pek çok başarılı girişimi anlattığı konuşmasında, kadınların ekonomiye katılımının ve sosyal girişimciliğin önemine dikkat çekti. “Kadınlara fırsat verildiğinde başaramayacağımız hiçbir şey yok” diyerek kadınlara cesaret ve umut aşılayan Demir, toplumun her kesiminde kadınların daha güçlü bir şekilde yer alması gerektiğini vurguladı. Deprem bölgelerinde kurduğu gönül mutfakları ve istihdam projeleriyle toplumsal dayanışmanın önemini anlatan Demir, kadınların sosyal ve ekonomik hayatta daha fazla yer almasının Türkiye’nin geleceği için kritik olduğunu belirtti. Atatürk’ün İzmir İktisat Kongresi’nde vurguladığı toprak ve insan gücü ilişkisine atıfta bulunarak, kadınların üretim ve eğitimdeki rolünün ülke kalkınmasındaki önemini anlattı.

“Hiçbir mesleğin cinsiyeti yoktur” diyerek kadınların sosyal girişimcilikteki etkisini bir kez daha gözler önüne seren Demir, kadınların liderlik ettiği projelerin sosyal faydaya nasıl dönüştüğünü çarpıcı örneklerle aktardı.

Sanatçı Deniz Sağdıç: “Siz sanata gelemiyorsanız, ben size sanatı ulaştıracağım.”

Sanatçı Deniz Sağdıç, ileri dönüşüm ve sürdürülebilir sanat anlayışıyla dikkat çeken konuşmasında, sanatın sadece galerilerde değil, yaşamın her alanında olması gerektiğini güçlü bir dille vurguladı. “Siz sanata gelemiyorsanız, ben size sanatı ulaştıracağım.” mottosuyla geliştirdiği projelerde, atık materyalleri kullanarak sanat eserlerine dönüştürmenin önemine dikkat çekti.

Sayın Emine Erdoğan’ın Sıfır Atık Projesi ile yollarının kesiştiğini belirten Sağdıç, Birleşmiş Milletler’de gerçekleştirdiği projeler ve dünya genelinde açtığı sergilerle sürdürülebilir sanatı bir akım haline getirmeyi hedeflediğini dile getirdi. Anadolu’nun zengin kültüründen ilham alarak mozaik, çini ve yorganlama gibi geleneksel teknikleri modern sanatla buluşturan Sağdıç, sıfır atık anlayışıyla sanatın çevresel sorunlara çözüm sunabileceğini belirtti. “Rönesans nasıl sanat tarihine geçtiyse, sürdürülebilir sanat da geçecek.” diyerek kararlılığını ifade eden Sağdıç, sanatın toplum üzerindeki dönüştürücü gücüne olan inancını bir kez daha gözler önüne serdi.

Esra Odabaşı: “Hayattaki en büyük şansım, ailem diyebilirim. Çünkü beni engelli bir çocuk olarak büyütmediler”

ES Kariyer Yönetim Kurulu Başkanı Able4All Kurucusu Esra Odabaşı, doğum hatası nedeniyle sol omzunda oluşan kısmi felce rağmen ailesinin desteğiyle yılmazlık ruhunu kazandığını belirtti. “Beni engelli bir çocuk olarak büyütmediler.” sözleriyle, ailesinin kendisine kattığı özgüveni dile getirdi. Engelli bireylerin istihdamı konusunda farkındalık yaratmayı hedefleyen Odabaşı, kurucusu olduğu Eskariyer Engelli İstihdam Danışmanlığı ile Microsoft ve Google gibi şirketlerle yaptığı projeleri anlattı. “Amacımız sadece yüzde üç engelli çalıştırma zorunluluğunu doldurmak değil; kapsayıcı bir kültür yaratmak.” diyerek toplumsal çeşitliliğin önemini vurguladı. “Biz istediğimiz yerde olabiliriz.” diyerek herkesin kendi potansiyelini gerçekleştirebileceğini ifade eden Odabaşı, toplumsal ön yargıların kırılması gerektiğine dikkat çekti.

Zirve Ney Performansı ve İftar Yemeği ile Sona Erdi

Gün boyunca devam eden paneller ve konuşmalardan sonra zirve, ney performansı eşliğinde gerçekleştirilen iftar yemeği ile son buldu. Katılımcılar, zirvenin kadın gücünü vurgulayan vizyonundan ve sunulan perspektiflerden oldukça etkilendiklerini bildirdi.

 

Zirve Online Olarak Yayınlandı
Güclü Türkiye’nin Güclü Kadınları Zirvesi, Sabah TV ve https://gucluturkiyeninguclukadinlari.com adresi üzerinden de online olarak yayınlandı ve binlerce kişi tarafından izlendi.

 

Güçlü Türkiye’nin Güçlü Kadınları Zirvesi’ne Güçlü Sponsor Desteği

Zirve’nin ana sponsorluğunu Borsa İstanbul, Halkbank, Koza Altın İşletmeleri, Türk Telekom ve Vakıfbank, co-sponsorluğunu Cengiz Holding ve THY, destek sponsorluğunu ise Kuzu Grup, Limak, Ekmas Group ve Papara üstlendi.