Yeni Peugeot Rifter test

Yeni Peugeot Rifter test

Gectiğimiz hafta test sürüşü için konuk ettiğimiz hafif ticari araç kategorisinde rakiplerinden farklılaşıp tamamiyle yenilenen bir ön görünüm ve yeni iç tasarımı ile yeni Peugeot Rifter oldu. Haberimizde kendi segmentinde binek otomobil konforu sunmayı başaran modeli değerlendireceğiz.

Dış Tasarım
Yeni Peugeot Rifter’in yenilenen GT versiyonu Peugeot’nun GT ürün gamını tamamlarken güçlü duruşu ve incelikli detaylara sahip gösterişli dış tasarıma sahip, güçlü ve zarif tasarımı ile öne çıkan yeni Rifter, ilk baktığımızda göze hoş gelen etkileyici modern ve geleceğe yönelik yeni nesil tasarıma sahip olduğunu göteriyor. Yeni Rifter, ön kısımda ortada yeni PEUGEOT logosu ve yeni ön ızgarası ile birlikte daha dinamik bir ön tasarım sunuyor. Peugeot’nun imzazını taşıyan aslan pencesinden esinlenen ön lambalar ve ön lambaların ortasından LED destekli gündüz lambaları Rifter’in güçlü duruşuna katkı sağlıyor. Rifter’ın iddialı tarzı, yeni haki yeşil rengiyle daha da ön plana çıkıyor. Yan kısımdan baktığımızda aracı çepeçevre saran geniş çamurluk kemerleri, yan korumaları, parlak siyah tavan rayları ve yerden yüksek yapısı, aracın “outdoor” kullanımına uygun olduğu hissini veriyor. Derin çizgilere sahip olan omuz çizgisi ön tekerleklerin bitiminden başlayıp arka bölümdeki stop lambalarına kadar uzanıyor. Yeni Rifter’ın arka tasarımını domine eden büyük bagaj kapağı ise devasa bir bagaja açılırken markanın imzası niteliğinde olan stop lambaları markayı anlatıyor. Tampon tasarımı ise günlük kullanımın zorluklarına karşı etkin bir koruma sağlıyor. Yeni Rifter GT versiyonu ön ızgara çerçevesi, yan ayna kapakları, tavan rayları ve yan gövde çıtaları olmak üzere bir dizi Onyx Siyah eklentiye sahip.

İç Tasarımı
Yeni Peugeot Rifter hafif ticari araç segmentinde kullanılan kaliteli malzemelerle üretilen iç mekanı, tasarımı ve üst düzey kalite algısı ile kullanıcılarına bambaşka yeni bir dünyanın kapılarını açıyor. Tamamiyle sürücü odaklı tasarımlanan ve dikkat dağıtmadan keyifli bir sürüş gerçekleştirmesini sağlayan Peugeot i-Cockpit kullanıcısını yüksek teknoloji sunarken keyifli bir sürüşte vadediyor. Kompakt bir boyuta sahip olan direksiyon iki kollu tasarımıyla sürücüsüne optimum görüş alanı sağlarken aynı zamanda da maksimum diz mesafesi sunuyor. Kokpitte 10 inç büyüklüğündeki yüksek çözünürlüklü dokunmatik ekran orta konsola adeta bir tablet entegre edilmiş izlenimini uyandırırken, bünyesinde barındırdığı teknolojik altyapıyla kullanım kolaylığı ve pratikliğini beraber getiriyor. Ekran üzerinden radyo, iklimlendirme paneli, araç özellikleri, mavigasyon telefon ve mobil uygulamalar olmak üzere temel fonksiyonlara doğrudan ulaşılabiliyor. Yüksekte konumlandırılmış gösterge paneli yüksek çözünürlüklü bir ekran sunarken kişiselleştirme imkanıyla sürücünün ihtiyaç duyacağı her şeyi doğrudan görüş hizasına getirerek fonksiyonelliği ve sürüş güvenliğini destekliyor. Çok yönlü koltuklar aracın modüler yapısını destekliyor ayrıca yeni modelde sunulan yeni kabin malzemeleriyle uyumlu, donanıma göre uyarlanan yeni SIXTIES ve LOSANGE kumaş koltuklar süslüyor. Işık kemeri ve entegre eşya rafıyla daha da işlevsel hale gelen geniş Zenith cam tavan aracın bütün havasını değiştiriyor, daha lüks, daha ferah yolculuklar için ideal gece sürüşlerinde ise aracın iç aydınlatması boylamasına bütün tavanı kaplıyor, farklı dünyaların kapısını aralıyor desek yeridir. Magic flat koltukları 3.500 lt yükleme hacmi ve 186 litre saklama alanı, 2.700 mm yükleme uzunluğu ile sınıfında rakipsiz diyebiliriz.

 

Performansı
Yeni Peugeot Rifter ‘Aslan’ sürüş deneyimi bakımından kendini kanıtlamış köklü bir marka. Hangi sınıfta olursa olsun, markanın mühendisleri tarafından geliştirilen otomobiller üstün sürüş keyfiyle haklı bir üne sahip. Konu hafif ticari araç olduğunda da markanın sunmuş olduğu sürüş keyfi bu geleneği bozmuyor. Genelde bu sınıf araçlarda stil sürüş keyfinin önüne geçebiliyor. Yerden yüksek yapı, yüksek sürüş pozisyonu, yüksek ağırlık merkezi gibi sınıfa has özellikler sürüş keyfini gölgeleyebiliyor. Peugeot Rifter henüz ilk sürüş anından itibaren büyüsünü hissettiriyor. Kusursuz yol tutuş, hassas çalışan ve yüksek tepkili direksiyon ve atak olduğu kadar güvenli sürüş hissi… her şey olması gerektiği gibi. Peugeot Rifter aracımızda kullanılan 1.499 cc sıralı 4 silindirli yeni nesil turbo dizel motorun görev yaptığı test aracımız 3750 d/d’de 130 hp güç, 1750 d/d’de 300 Nm tork üretiyor. 8 kademeli EAT8 tam otomatik şanzımanla gücünü ön tekerlere ileten Rifter, 10.8 saniyede 100 km/s hıza ulaşıp, maksimum 181 km/s hıza çıkabiliyor. İdeal yol tutuşa sahip ters Mc Pherson tipi bağımsız tekerlekli dingil, helezon yaylar, amortisörler ve viraj çubuğu, arka esnek travers, amortisör süspansiyon sistemi çok başarılı, her devri torklu ve atak olan motorun ivmelenme istekli. 8 kademeli tam otomatik şanzıman ile motorun uyumu ise gayet başarılı, vites geçişleri sarsıntısız ve performans istediğiniz zamanda gayet devirli. Yol tutuş, frenler, hissiyat konusunda ise Peugeot Rifter iddaasından vazgeçmiyor ve bunu da gayet güzel ispatlıyor. Otomobil otoyol sürüşlerinde gayet stabil seyrederken, viraj kullanımında siz nereye isterseniz o yöne gayet sağlam adımlarla dönebilirken, dar şehir içi yollarında da kıvrak bir sürüş imkanı tanımakta. Ayrıca fren pedalına ayağınızı uzattığınız anda içini güvenle dolduran sağlamlıkta frenlere sahip. Bu kadar tok bir motor, hızlı şanzıman ve güven hissi sunan yol tutuşa sahip hafif ticari araç için yeterli miktarda konfor sunuyor. Peugeot RIFTER sahip olduğu üstün özellikleriyle şehir içinde ve şehirlerarası yolculuklarda ve küçük hafta sonu aktivitelerinde ideal yol arkadaşı olarak öne çıkıyor diyebiliriz.  ilk fırsatta size en yakın Peugeot bayisine giderek aracı incelemenizde hatta test sürüşüne çıkmanızda fayda görüyorum.